TİGAD Genel Başkanı Okan Geçgel, toplumsal barış ve birlik konularına vurgu yaparak önemli açıklamalarda bulundu.
Provokatörlere Karşı Uyarı
TİGAD Genel Başkanı Okan Geçgel, Suriyeli meselesi gibi hassas konuları kullanarak provokasyon yapanların, ülkeyi kaosa sürüklemeye çalışanların milli duruşla bir tutulmasının akıl dışı olduğunu ifade etti. Bugün demokrasiyi koruyan vatandaşlarla, şiddet ve kaos yaratan kişiler arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını belirtti. Mülteci meselesi gibi konuları istismar ederek huzuru bozan eylemlerin, toplumsal barışı zedelediğini ve ortak geleceğimize zarar verdiğini söyledi.
Kayseri ve Suriye Elbap'tan Gelen Görüntüler
Geçgel, Kayseri’de sokağa inen provokatörlerin ve Suriye Elbap’tan gelen görüntülerin, ülkeyi karıştıramayacağını belirtti. Provokasyon peşinde koşan ve ülkeyi kaosa sürüklemeye çalışanlara karşı toplum olarak dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Bu tür kışkırtıcı eylemlerin, sadece ülkenin huzurunu ve güvenliğini tehdit etmekle kalmadığını, aynı zamanda toplumsal dayanışmaya da zarar verdiğini dile getirdi.
Siyasilerden Sorumlu Dil Kullanımı Çağrısı
Geçgel, bazı siyasilerin açıklamalarının toplumsal barışa zarar verecek nitelikte olduğunu belirterek, sorumlu olan herkesin daha sakin ve sorumlu bir dil kullanmasının önemine dikkat çekti. Meselelerin iktidar ve muhalefet meselesinin ötesinde, bir milli mesele olduğunu vurgulayan Geçgel, siyasilerin kendi hırs ve emelleri uğruna bu meseleleri provoke etmemeleri gerektiğini ifade etti.
15 Temmuz Ruhunu Unutmayalım
Son olarak Geçgel, bir milletin direnişini ve fedakarlığını anlamanın, o günün ruhunu kavramak demek olduğunu belirterek, 15 Temmuz'un anlamını ve önemini unutmadan, bugün de aynı birlik ve beraberlik ruhuyla hareket edilmesi gerektiğini söyledi. Provokasyonlara karşı uyanık olunması ve toplumsal barışın korunması gerektiğini vurguladı.
Başkan Geçgel yayınladığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
15 Temmuz'da hain darbecilere karşı sergilenen milli duruş, milletimizin direniş ve birlik sembolü olarak tarihe geçmiştir. O gece, halkımız demokrasisine, özgürlüğüne ve vatanına sahip çıkmış, cesaret ve kararlılıkla sokaklara inerek darbe girişimini engellemiştir.Ancak bugün, Suriyeli meselesini öne sürerek provokatörlük yapan ve ülkeyi kaosa sürüklemeye çalışan, sokaklarda çatışma ve kaos emelinde olan kişileri, o milli duruşla bir tutmak akıl dışıdır. O gün demokrasiyi koruyan vatandaşlarımızın yanında, bugünkü şiddet ve kaos yaratan kişiler arasında hiçbir benzerlik yoktur. Mülteci meselesi gibi hassas konuları istismar ederek huzuru bozan bu tür eylemler, toplumsal barışı zedelemekte ve ortak geleceğimize zarar vermektedir.Bugün, Suriye Elbap’tan gelen görüntüler ve Kayseri’de sokağa inen provokatörler, ülkemizi karıştıramayacaklar. Bu tür provokasyon peşinde koşan ve ülkemizi kaosa sürüklemeye çalışanlara karşı toplum olarak dikkatli olmalıyız. Bu tür kışkırtıcı eylemler, sadece ülkemizin huzurunu ve güvenliğini tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal dayanışmamıza da zarar verir.Bu süreçte, bir takım siyasilerin açıklamaları da toplumsal barışa balta vuracak nitelikteydi. Sorumlu olan herkesin, ülkenin milli bekası adına daha sakin ve sorumlu bir dil kullanmaları çok önemlidir. Mesele, iktidar ve muhalefet meselesinin çok ötesinde, bir milli meseledir. Siyasilerin kendi hırs ve emelleri uğruna veya siyasi çıkarları uğruna bu meseleyi provoke etmemeleri gerekir ve bu bilinçle hareket etmeleri gerekmektedir.Bir milletin direnişini ve fedakarlığını anlamak, o günün ruhunu kavramak demektir. 15 Temmuz'un anlamını ve önemini unutmadan, bugün de aynı birlik ve beraberlik ruhuyla hareket etmeli, provokasyonlara karşı uyanık olmalı ve toplumsal barışımızı korumalıyız.
