Bugün: 13 Temmuz 2025 Pazar

GÜNDEM

"Gençler: Çalışma Hayatında Sessiz İstifa mı?"


"Gençler: Çalışma Hayatında Sessiz İstifa mı?"

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof

5,27 B

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, “sessiz istifa” olarak adlandırılan ve gençler arasında yaygınlaşan geçimini sağlamak için çalışmayı hedefleyen davranış biçimlerini sosyolojik açıdan değerlendirdi. Türkiye'de, özellikle büyükşehirlerde gözlemlenen bu durum, gençlerin çalışma hayatındaki alışılmış dinamikleri sorguladığını ortaya koyuyor.

Çalışma hayatının tüm dinamikleri değişiyor

Prof. Dr. Barış Erdoğan, genç çalışanlar arasında “sessiz istifa” ya benzer davranış biçimlerinin yaygınlaştığını belirterek, “Gençlerin genel hissi 'fazla iş, az takdir, sıfır güvence' şeklinde. Günümüz işçisi bedenini iş yerine getiriyor ama ruhunu dışarıda bırakıyor.” diye ifade etti. Çalışma hayatının güvencesizleştiği ve işin insanlara gelecek perspektifi sunmadığı bir dönemde, genç kuşaklar çalışmanın neye hizmet ettiğini sorguladıklarını vurguladı. Bu sorgulama, çalışma hayatının mevcut dinamiklerini ciddi bir şekilde değiştirmekte.

Genç kuşak çalışanlar görev tanımlarıyla sınırlı kalmak istiyor

Genç kuşak çalışanların sadece görev tanımlarıyla sınırlı kalmak istemelerini değerlendiren Erdoğan, “Bir zamanlar işe sadakat ve özveri terfi ile ödüllendirilirdi. Bugünse en büyük ödül işini korumak oluyor.” dedi. Gençler, çoğu zaman sadece enflasyon karşısında erimiş bir maaş ve yoğun stres ile karşı karşıyalar. Bu nedenle, gençlerin sisteme kendilerine ödenenden fazlasını vermek istemediğine dikkat çekildi. Eski neslin ve patronların bu durumu “gençler tembel” olarak yorumlamasının yanlış olduğunu belirten Erdoğan, gençlerin sadece duygusal bir geri çekilme yaşadığını ifade etti. Onlar, emeklerinin karşılığını alamadıklarını düşünüyor ve “Zamanımı, enerjimi, sağlığımı neden başkasını zengin etmek için harcayayım?” sorusunu soruyorlar.

Z kuşağı için iş hayatı merkezde yer almıyor

Türkiye’deki X kuşağının mevcut çalışma kültürü içerisinde dişini sıktığını belirten Prof. Dr. Erdoğan, bu kuşağın emekli olma hayalini kurduğunu, fakat mevcut emekli maaşlarının emekliliği kabusa çevirebileceğini ifade etti. Gençlere bakarak geçmiş yıllarını sorgulayan X kuşağının, sessiz istifa moduna girdiği görülüyor. Y kuşağı (1981-1996) ise iş hayatında liyakatsizlik ve geçim kaygıları ile yüzleşiyor. Z kuşağı (1997 sonrası) ise ailelerinden öğrendikleri “çok çalış, bir gün senin de olur” anlatısını gülünç buluyor ve iş hayatının merkezinde yer almadığını düşünüyor. Çalışma, onlar için sadece bir geçim aracı haline gelmiş durumda.

Gençler, özveride bulunmak yerine kendi hayatlarına odaklanıyorlar

Prof. Dr. Erdoğan, günümüz dünyasında ortalama bir işte çalışarak ev almak, araba sahibi olmak ve çocuk büyütmenin gençler için uzak bir hayal haline geldiğini kaydetti. Ailelerinin genç yaşta çalışarak sahip oldukları imkanların neredeyse hiçbirine erişemeyen bu kuşağın iş yerine sadakat göstermemesi oldukça olağan bir durum. Çünkü bu dönemde sadakati ödüllendiren bir çalışma hayatı kalmamış durumda. Gençlerin iş yeri için özveride bulunmak yerine kendi hayatlarına odaklandıklarını ifade eden Erdoğan, hayatın anlamını iş dışındaki alanlarda bulmaya çalıştıklarını aktardı.

Gençler, değer, saygı ve geçinebilecekleri bir ücret talep ediyor

Prof. Dr. Erdoğan, Türkiye’deki üst kuşak yöneticilerinin bu dönüşümü anlamakta zorlandığına dikkat çekerek, “Özellikle geleneksel sektörlerde çalışan yöneticiler, gençlerin kurumsal sadakat göstermemesini 'disiplinsizlik' ya da 'nankörlük' olarak yorumluyor.” dedi. Ancak bunun yüzeysel bir okuma olduğunu belirten Erdoğan, gençlerin artık çalıştıkları yerden beklentilerinin değiştiğini vurgulayarak, “Değer, saygı ve geçinebilecekleri bir ücret talep ediyorlar. Emir komuta zinciri altındaki bir sistem onları boğuyor. Bu nedenle yeni bir çalışma etiği için sistemi zorluyorlar.” ifadesinde bulundu.