Bugün: 24 Ağustos 2025 Pazar

SAĞLIK

"Hayvanların Psikolojik Destekteki Gücü"


"Hayvanların Psikolojik Destekteki Gücü"

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, hayvanlarla kurulan duygusal bağın çocuklardan yaşlılara kadar her yaş grubunda ruh sağlığını nasıl etkilediği ve hayvan destekli terapilerin psikolojik rahatsızlıklarda nasıl rol oynadığı hakkında bilgi verdi

3,91 B

İstanbul'daki Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi'nde görevli Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, hayvanlarla kurulan duygusal bağların, çocuklardan yetişkinlere kadar her yaş grubunda ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini ve hayvan destekli terapilerin psikolojik rahatsızlıklardaki rolünü ele aldı. Aydın, hayvanların sunduğu koşulsuz sevgi sayesinde travma sonrası güven duygusunun yeniden kazanıldığını vurguladı.

Hayvanlar, koşulsuz sevgiyle travma sonrası güven duygusunu yeniden kazandırıyor!

Cumali Aydın, bilimsel araştırmaların hayvanlarla vakit geçirmenin stres hormonu kortizol seviyelerini düşürdüğünü, mutluluk hormonu olarak bilinen oksitosin salgısını artırdığını gösterdiğini belirtti. Örneğin, bir kediyi okşammanın kalp atış hızını düzenleyerek kişiye sakinlik hissi verebileceğini ifade eden Aydın, hayvanlarla etkileşimde bulunmanın yalnızlık duygusunu azaltarak depresyon belirtilerini hafifletebileceğini söyledi. Ayrıca, sahiplenen bireylerin yalnız olmadıklarını hissetmelerinin ve yalnızlıkla gelen değersizlik veya sevilmeme duygularıyla daha kolay başa çıkmalarının sağlandığını aktardı.

Aydın, özellikle terapi köpekleri veya kedilerinin travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) yaşayan bireylerde güven duygusunu yeniden inşa etmeye yardımcı olduğunu vurguladı. Bu hayvanların sunduğu koşulsuz sevgi ve güven duygusu, travmatik deneyimler yaşayan bireylerin insan ilişkilerindeki güven sorununu aşmalarına yardımcı olabilmektedir. Aydın, hayvanların yargılamadan ve beklentisiz bir şekilde bireylere yardım ettiğini belirterek, bu durumun kişinin yeniden güven hissini deneyimlemesine olanak tanıdığını ifade etti.

Hayvanlarla iletişim, sosyal olmayan duyguları anlamayı sağlıyor!

Aydın, hayvanların insanların duygularını anlamalarına ve yönetmelerine yardımcı olabileceklerine de dikkat çekti. Stresli veya üzgün bir bireyin evcil hayvanıyla vakit geçirirken, koşulsuz sevgi sunan bir dostla birlikte olmanın huzurunu yaşadığını belirterek, özellikle öfke kontrolü veya kaygı bozukluğu yaşayan bireylerde duygusal tepkileri daha düzgün yönetmeleri için bu durumun faydalı olabileceğini kaydetti.

Çocuklar ve ergenler üzerine yapılan araştırmalara da değinen Aydın, hayvanlarla vakit geçiren bireylerin empati becerilerinin geliştiğini ve stres karşısında daha sağduyulu tepkiler verdiklerini ifade etti. Bireylerin hayvanların duygularını anlamaya ve onların ihtiyaçlarını gözlemlemeye başladığını belirten Aydın, hayvanlarla kurulan bağın insanların bu yeteneğini geliştirdiğini vurguladı. Hayvanlar kendilerini konuşturarak ifade edemediklerinden, onların ruh halinin, vücut dilleri, yüz ifadeleri ve hareketleriyle anlaşılması gerektiğini dile getirdi.

Hayvanlarla büyüyen çocuklar, başkalarının duygularını anlamada daha başarılı olabilir!

Uzman Psikolog Aydın, çocukların evcil hayvanlarla büyüdüğünde sorumluluk duygusu, empati ve sosyal beceriler kazandıklarını vurguladı. Özellikle bir çocuğun her gün köpeğini beslemesi, ona düzenli bakım sağlamasının önemini öğretir. Ayrıca hayvanlarla büyüyen çocukların duygusal ifadelerini daha iyi tanıyabilmesi ve başkalarının duygularını anlamada daha başarılı olabildiği de yapılan bilimsel araştırmalarla desteklenmiştir.

Hayvanlarla kurulan duygusal bağ, iyileşme sürecine katkı sağlıyor!

Yaşlı bireylerin evcil hayvanların hem fiziksel hem de duygusal olarak önemli bir destek kaynağı olabildiğini belirtmiş olan Aydın, bir kedi veya köpekle vakit geçirmenin yalnızlık hissini azalttığını ve zihinsel sağlığı desteklediğini aktardı. Örneğin, Alzheimer hastası bireylerde terapi hayvanlarıyla yapılan çalışmalar, bireylerdeki anksiyeteyi azalttığı ve bilişsel işlevleri desteklediği gözlemlenmiştir. Evcil hayvanlar, yaşlıların günlük rutinlerini korumalarına yardımcı olarak onlara bir amaç hissi kazandırmakta ve sosyal etkileşimlerini artırmaktadır. Böylece yaşlılık sürecinin daha sağlıklı geçmesine katkıda bulunurlar.

Aydın, hayvan destekli terapilerin hangi psikiyatrik rahatsızlıklarda daha sık kullanıldığına da değindi. Hayvan destekli terapilerin özellikle depresyon, kaygı bozuklukları, otizm spektrum bozukluğu ve TSSB gibi rahatsızlıklarda yaygın olarak kullanıldığını belirtti. Örneğin, savaş travması yaşamış bir gazinin terapi köpeği ile geçirdiği süreç sonunda panik ataklarının azaldığı ve sosyal hayata daha kolay adapte olduğunu gözlemlendiğini aktardı. Ayrıca, ciddi depresyon teşhisi konmuş bir bireyin, at destekli terapiye başladıktan sonra günlük rutinlerine daha kolay dönebildiğini ve kendisini daha güvende hissettiğini gözlemlediklerini söyledi.