Diþ Sağlığı ve Estetik
Diþler, yüzün en belirgin noktalarından biri olarak sağlık, öz güven ve estetik açısından büyük önem taşır. Sağlıklı bir gülümseme, hem sosyal yaşamda hem de iş hayatında güçlü bir ilk izlenim bırakırken, dişlerdeki istenmeyen renk değişimleri bazen gülümsemeyi bile engelleyebilir. Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Arzu Tekkeli, günümüzün popüler uygulamalarından biri olan diş beyazlatma işlemi ile diş renginin iki ton kadar açılabileceğini belirtiyor. Tekkeli, “Doğuştan gelen sararmaların dışındaki tüm değişimleri klinik destekle beyazlatmak mümkün. Üstelik bu işlemin, diş minesine veya dokusuna herhangi bir zararı yok. Buradaki önemli nokta, doğru ekipmanı kullanan deneyimli ve güvenilir uzmanları tercih etmektir” açıklamasında bulundu.
Diş Rengini Etkileyen Faktörler
Gün boyunca tüketilen yiyecekler ve içeceklerin yanı sıra beslenme tarzı, diş renginde belirleyici bir rol oynar. Özellikle sık çay ve kahve tüketimi, tütün kullanımı ve diş bakımı eksikliği diş sararmasında önemli etkenler arasında yer alıyor. Tekkeli, “Aynı zamanda yaşlılık, genetik özellikler, bazı hastalıklar ve hamilelikte annenin kullandığı antibiotiklerin diş minesine zarar verebileceğini ve renk farklılıklarına yol açabileceğini” ifade etti. Ayrıca, kemoterapi ve radyoterapinin etkisiyle tükürük salgılarının azaldığı bazı kanser hastalarında, dişlerin doğal temizleme işleminin devre dışı kaldığı için sararmaların gözlemlenebildiği belirtildi. Medikal diş macunlarının beyazlatıcı etkisi az olsa da destekleyici olarak değerlendirilebileceğini vurgulayan Tekkeli, karbonat veya kömür tozu gibi aşındırıcı ürünlerden uzak durulması gerektiğini söyledi.
Gerçekçi Beklentiler
Beyazlatma işleminin diş renginin birkaç ton açılması anlamına geldiğini ifade eden Tekkeli, “Sınırsız bir beyazlatmadan bahsetmek gerçekçi değildir. Bu nedenle hastaların, doğal sınırların ötesinde beyazlık vaadinde bulunan yerlerden uzak durmaları faydalı olacaktır. En güncel teknolojilerle en fazla iki ya da üç ton geriye gidilebiliyor ve bu olasılık her hasta için geçerli değil; bazı dişlerde yalnızca bir ton açılabiliyor” şeklinde konuştu.
İşlem Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Beyazlatma işleminin diş hekimi muayenesinden sonra, eğer iyi sonuç alınacağına yönelik bir değerlendirme yapılırsa, tek seferde 15’er dakikalık üç seansla gerçekleştirildiğini açıklayan Tekkeli, “İlk adımda ağız içine diş etlerini ve dokularını koruyacak bir malzeme uygulanıyor. Ardından sadece diş yüzeyine temas edecek şekilde beyazlatma jeli sürülüyor. Özel bir beyazlatma ışığıyla süreç sonlanıyor” dedi. İşlem sonrası 24-48 saat boyunca beyazlatma işleminin etkisinin devam edeceği belirtilerek, bu süre boyunca çay, kahve ve meyve suyu gibi içeceklerden uzak durulmasının önemli olduğu vurgulandı. Uzun vadede beyazlığın kalıcılığı için diş hekiminin önerdiği ürünlerin kullanılması gerektiği ifade edildi.
D ve C Vitaminlerinin Rolü
Diş beyazlatma işleminin en fazla 2 yıllık bir kalıcılığı olduğunu dile getiren Tekkeli, “Özel bir gün ya da kendini iyi hissetme ihtacıyla yapılan beyazlatma işlemleri için bu sürenin yeterli ve makul olduğunu, ancak hastaların beslenme tarzlarını değiştirmedikleri takdirde dişlerin eski rengine dönmeye başlayacağını” söyledi. D ve C vitaminlerinin diş ve kemik dokularının sağlığı açısından önemini vurgulayan Tekkeli, bu vitaminlerin eksikliğinin dişlerde zayıflığa ve renk değişimine yol açabileceğini belirtti. Rutin sağlık taramalarında vitamin seviyelerinin mutlaka kontrol ettirilmesi gerektiği üzerinde durdu.
